Yaşınızı Doğrulayın

Bu siteye erişim için 18 yaşından büyük olmanız gerekmektedir.

Anasonun Sanata Dönüştüğü Anlar

Ürünlerimiz


Öne Çıkanlar

Saki Gold
Saki Altın Seri
Saki Siyah Üzüm
Saki Superior
Saki Rakı Şişesi 1
Saki Rakı Şişesi 2
Saki Rakı Şişesi 3
Saki Rakı Şişesi 4
Saki Rakı Şişesi 4

Sofralardan Anılar


Rakı Adabı ve Püf Noktaları

Demlenmesini bilenler için

DOĞRU SIRALAMA

Kadehe önce rakı, sonra su, en son (isteğe bağlıysa) buz konur. Bu sıra, anason yağının doğru çözünmesini sağlar.

SOĞUK SERVİS

Rakı ve suyu her zaman soğuk olmalıdır. İdeal servis sıcaklığı 8-10°C arasıdır.

SUYUN ÖNEMİ

Rakının yanında su içmek hem adabtandır hem de alkolün etkisini dengelemeye yardımcı olur.

VAZGEÇİLMEZ MEZELER

En iyi ve en klasik eşlikçisi beyaz peynir ve kavundur. Soğuk mezelerle başlanır.

YUDUM YUDUM İÇİLİR

Rakı, aceleye gelmez. Keyfine varmak ve demlenmek için "yudum yudum" içilir.

MÜZİKSİZ OLMAZ

İyi bir rakı sofrası, ruhu dinlendiren naif bir Türk Sanat Müziği ile taçlanır.

TOKUŞTURMA ADABI

Kadeh tokuşturulurken, yaşı büyük olan veya ev sahibi kadehini daha yukarıda tutar. Bu bir saygı göstergesidir.

EN GÜZEL MEZE: MUHABBET

Rakı sofrasının olmazsa olmazı, dostlarla yapılan o tatlı, demli "muhabbettir".

SOFRAYA SAYGI

Rakı sofrasından aniden ve gerekçesiz kalkılmaz. Sofranın keyfi birlikte çıkarılır.


Zaman Tünelinde Rakı Sofrası

Geçmişten Günümüze Demlenen Anılar

1960'lar Yıllarından Bir Dost Meclisi Yeşilçam Filmlerinden Bir Meyhane Sahnesi 1980'ler Aydınlarının Edebi Sohbeti Dostlarla Kurulmuş Bir 90'lar Sofrası Modern Bir Rakı Sofrasında Buluşma

Buz Gibi Bir Esinti: 1960'lar

Sofraların yavaş yavaş zenginleştiği, radyonun baş köşede olduğu yıllar. Plaklar döner, Zeki Müren'in sesi muhabbete eşlik ederdi. Beyaz peynir ve turşu, en sadık yoldaşlardı. O dönemlerde dostluklar daha samimi, sohbetler daha derindi. Her kadeh, bir anıya, bir özleme kalkardı.

Yeşilçam Rüyası: 1970'ler

Renkli televizyonun hayal olduğu, sinemanın altın çağını yaşadığı dönem. Sofralar daha kalabalık, muhabbetler daha derindi. Lakerda ve haydari masalardaki yerini almaya başlamıştı. Filmlerde gördüğümüz o kalender karakterlerin dertleştiği meyhane sahneleri, aslında hayatın ta kendisiydi.

Gamlı Geceler: 1980'ler

Arabesk müziğin yükseldiği, memleket meselelerinin sofralarda daha çok konuşulduğu yıllar. Acılı ezme ve şakşuka, kadehlerdeki buğuyu dağıtan lezzetlerdi. Herkesin içinde bir "dertli", bir de o derdi paylaşacak dostu vardı. Rakı masaları, bir nevi terapi seansı gibiydi.

Yeni Umutlar: 1990'lar

Özel televizyon kanallarının hayatımıza girdiği, dünyanın küçüldüğü bir dönem. Sofralara Ege'den esintiler geldi, zeytinyağlılar ve deniz mahsulleri popülerleşti. Müzeyyen Senar "Diva" olarak anılmaya başlandı ve sesiyle sofralara bambaşka bir neşe kattı. Pop müziğin patlaması, sofralardaki enerjiyi de yükseltti.

Modern Klasikler: Günümüz

Artık her lezzetin bir araya geldiği, füzyon mezelerin denendiği, geleneğin modern dokunuşlarla yeniden yorumlandığı sofralar. Anılar artık sadece kalplerde değil, #SakiSofrası etiketiyle sosyal medyada da paylaşılıyor. Geçmişin mirası, bugünün dinamizmiyle birleşerek rakı kültürünü daha da zenginleştiriyor.


#SakiSofrası'ndan Kareler


Merak Edilenler

Bu olaya "löş" (louche) etkisi denir. Rakının içindeki anason yağı olan anetol, alkolde çözünür ancak suda çözünmez. Rakıya su eklendiğinde, alkol oranı düşer ve anetol küçük yağ damlacıkları halinde çökelerek o meşhur beyaz rengi oluşturur.

Damıtma işlemi sırasında, imbikten akan alkolün üç kısmı vardır: baş, göbek ve son. Baş kısmı (ilk gelen) ve son kısmı (en son gelen) istenmeyen bileşenler içerir. "Göbek" olarak adlandırılan orta kısım ise en saf, en kaliteli ve en lezzetli alkolü içerir. Kaliteli rakılar sadece bu göbek kısmından yapılır.

Rakı ve yanında kullanılacak su, ideal olarak 8-10°C arasında servis edilmelidir. Bu sıcaklık, anasonun aromasının ve rakının karakteristik lezzetinin en iyi şekilde hissedilmesini sağlar. Çok soğuk olması aromayı baskılayabilir, sıcak olması ise içim keyfini azaltabilir.

Kadeh tokuşturmak, sofradaki birlik ve beraberliği pekiştiren, paylaşılan anı ve neşeyi onurlandıran köklü bir gelenektir. Sesin, sohbete ve müziğe katılan beşinci bir duyu olduğuna inanılır.

Geleneksel rakı adabına göre, rakı sofrasına oturulduğunda başka bir alkollü içecek tercih edilmez. Sofranın başrolü rakıdır ve tüm mezeler, sohbet ve atmosfer onun etrafında şekillenir. Farklı içkileri karıştırmak, hem rakının lezzetini hem de adabı gölgeleyebilir.